Friday, May 23, 2014

LINE ile sevdiklerinize ücretsiz internet hediye edin!

Dünyanın önde gelen mobil platformu LINE, 50MB ücretsiz internet olanağı sağlayarak kullanıcılarının iletişim olanaklarını artırmalarına ve birbirleriyle dayanışmalarına katkıda bulunuyor.  Mesajlaşma, yüksek kalitede sesli ve görüntülü arama, sesli mesaj, fotoğraf ve lokasyon göndermeyi bir arada ve ücretsiz sunan LINE, kullanıcılarına 50 MB’lık interneti ücretsiz sunmakla kalmıyor, aynı zamanda  internet paketi kazananlara isterlerse bunu başkalarına hediye etme olanağı da yaratıyor.
Yalnızca LINE kullanıcılarına sunulan kampanyaya katılmak için çok basit ve eğlenceli bir yol bulunmuş:
Öncelikle telefonunuza LINE’ı indirmeniz gerekiyor: http://line.me/tr/download
1) Etkinlik haftası olan 26 Mayıs - 1 Haziran tarihleri arasında LINE arkadaşlarınıza en az 3 farklı günde mesaj, sticker ya da fotoğraf gönderin.
2) Mesaj gönderdiğiniz her gün için 1 puan kazanacaksınız.
3) 3 puanı topladığınızda, ücretsiz 50 MB internet sizin olacak!
Gerekli puana ulaştıktan sonra LINE Türkiye resmi hesabı tarafından iki hafta içerisinde bilgi mesajı alacaksınız. Mesajda belirtilen alana internet paketinin yüklenmesini istediğiniz telefon numarasını girmeniz yeterli. İnternet paketi giriş yaptığınız anda geçerli olacak ve 24 saat boyunca kullanılabilecek. Bilgi mesajının size ulaşabilmesi için LINE Türkiye resmi hesabını arkadaşınız olarak eklediğinize emin olun. Bunun için; LINE’ın ana menüsünde yer alan Diğer/Daha Fazlası > Resmi Hesaplar bölümünü kullanabilirsiniz.
50 MB’lık internet paketi, Turkcell abonesi numaralar tarafından kullanılabiliyor.  “Ama benim hattım Turkcell değil” diyorsanız üzülmeyin, bilgi mesajıyla birlikte gelen formu doldururken arkadaşlarınız ya da sevdiklerinizin numarasını girerek kazandığınız internet paketini onlara hediye edebilirsiniz.
Ücretsiz internet paketinize hemen sahip olmak için LINE yükleyin! http://line.me/tr/download
Bir boomads advertorial içeriğidir.

Friday, April 19, 2013

Her Zaman Okuduğunuz Hürriyet'i Şimdi İzleyin

Hürriyet TV şimdi yayında.

Hürriyet TV’yi ziyaret edenler, aradıkları her şeyi artık tek tıkla seyredebilecekler. Hürriyet TV, zengin haber içeriğinin yanı sıra konusunda uzman isimlerle gerçekleştirdiği programlarla da dopdolu.

Hürriyet TV’de Berza Şimşek’ten günün mutlaka görülmesi gereken haberlerini izleyip usta gazeteci Sedat Ergin’den haftanın yorumunu alabilirsiniz. Üstelik gündemin özetini, Metehan Demir, 3 dakikada sizin için yorumluyor.

Burcunuzdaki yeni gelişmeleri merak ettiğinizde ise Susan Miller ile yıldızlara bakabilir, Sebla Kutsal ile dilediğiniz zaman, kültür ve sanat dünyasında keyifli bir yolculuğa çıkabilirsiniz.

Uğur Cebeci ise sivil havacılığın geldiği son noktayı size Kokpit’ten anlatıyor.

Magazinden spora, eğlenceden ekonomiye hepsi ve daha fazlası, sürekli güncellenen Hürriyet TV’de sizi bekliyor.


Bir bumads advertorial içeriğidir.

Wednesday, February 27, 2013

head & shoulders Freestyle Akademi ile Güven Kendine, Geç Öne!

“Topla harikalar yaratırım çünkü özgüvenim tam” diyorsan, Yetenek Sizsiniz Türkiye Freestyle Özel programı ile freestyle yeteneğini tüm Türkiye’ye göstermeye hazırlan!

Hemen head & shoulders Freestyle Akademi ‘ye katıl, freestyle videonu paylaş. Kazanan 8 kişiden biri ol ve “Yetenek Sizsiniz Türkiye Freestyle Özel” TV programına çıkarak yeteneğini tüm Türkiye’ye gösterme fırsatı yakala!

Acun Ilıcalı, Sergen Yalçın ve dünyaca ünlü freestyle futbolcuları Billy ve Jeremy’den oluşan jüriye yeteneğini ve özgüvenini göster, güven kendine geç öne!

h&s freestyle
Bir bumads advertorial içeriğidir.

Friday, February 8, 2013

How do movies or TV affect people?

Every people tends to take some time off from his or her chores for laxation. Movies and television not only play a major role in get tiredness and boredom away from us but also these medias do influence the behaviours of human beings. I would like to approach unseen effects of the media on people.

People's lifes are not thrilling or charming as the lifes in movies and mostly people are not hero or so important person in their daily lifes. Students go to school, do their homework, eat , talk to friends, workers go to work, do their duties and go back to home. Before sleeping, people need to imagine their life better than recent. By the time television or movies wink their eyes with their impressive smile to people who need some anomalous circumstances. They start to watch them somehow and somewhat they attach them because heroes and heroines achieve major success of their business, attain their partner who they seeked for her or him entire their lifes and gain high respect of their fame so easily and rapidly. Consequently reel people become happy and succesful, this may elaborate on imaginary life. If Children and teenagers can not make contributions in their life, they will be frustrated person rest of their lifes. Even some adults share the same fate, either.

Humans are very emotional people. We like to laugh but some people like to cry. Some people needs a simple reason to cry, so they can find their needs in a sad movie. The other people need to laugh and they can find a comedy movie to have it. People supposed to get rid of stress of their lifes thus they watch comedy movies. For instance, i like to watch comedy movies in particular before a very hard exam night. It helps me to concentrate more after watching a comedy  movie. Because i can see the life is going on and realise there are thousand of reasons to smile.

In my childhood i had observed my environment; my relatives' jobs, people behaviours and movie characters. It was hard to see what will happen next on my relative's jobs but it was really easy to see how movie characters' jobs are. I could decide which i will be in the future. I  watched scientists, politicians, doctors, dentists, singers, engineers life. I saw my role model in the movies, how they act, what they wear, how they talk, what they do. I got some features from each and then i decided to be an engineer and now i am.

Finally, television or movies have so many useful advantages that improve human life and communities. On the other hand they bring about disadvantages when people do not get what they want from life.


Thursday, January 31, 2013

Audi'nin Muhteşem Otopark Sistemi

Günümüzün en önemli problemlerinden birisi insanların zamanının çok az olması. Kime sorsanız 24 saat yetmiyor, yapacak şey çok; şuraya gidemedim, şu diziyi-filmi izleyemedim, alışverişe çıkamadım diye yakınan insanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Ama ellerde de birer telefon sosyal medya da sürekli kendini anlatan mesajlar. Telefonlar artık konuşmaktan çıktı, yazma meselesi haline geldi. İşi abartıp tuvalete girenler bile var aramızda.

Audi firması bu zamanlama problemini ortadan kaldırıp insanlara biraz da olsa zaman arttırmak ve bir yere gittiğimiz zaman park yeri arama sorunu yaşamayalım diye bize bir kıyak yapıp cep telefonundan bağlantı kurarak arabamızın otomatik olarak park edeceği bir sistem geliştirmiş. Yapılan denemelerde de çok güzel sonuçlar alınmış olup kısa zamanda kullanımda olacak bu tembelliğimize katkı sağlayan ve üstüne ekstra para ödeyeceğimiz teknoloji.

Reklam filminde bir bayan arabasını otopark girişinde durduruyor, arabayı kilitliyor ve cep telefonundan 'park' talimatı vererek arabasından uzaklaşıyor. Araba tekrar çalışıyor, içeri giriyor park edecek yer buluyor kendine güzelcene sonra da gözlerini kapatıp dinlenmeye geçiyor ta ki sahibi geri çağırına kadar. Reklam filminin sonunda araba tekrar çağırılıyor, Audi'nin gözleri tekrar canlanıyor, sahibine doğru yaklaşıyor ve duruyor. Mutlu Son!

Reklam filmi güzel olmuş, iyi düşünülmüş bir teknolojiyi ama asıl parmak bastığı nokta görüldüğünden çok daha farklı. Zaman kaybı sadece göstermelik bir şey, asıl amaç burada kadınların bir türlü arabayı park edememesi! Yollardaki bayanların sayısı baya bi arttı, aralarında gayet iyi olanları da var ama malesef büyük çoğunluğu park etmeyi bilmiyor. Bunun bilincinde olan Audi cinfikirliliğini yine gösterdi ve Türkiye pazarında da yoğun talep görecek bir teknolojiyi sunmaya hazırlanıyor ama çok geniş bir servis desteği sunması gerekiyor Türkiye'ye aksi taktirde aşağıdaki örnek gerçekleşebilir.

Alışveriş merkezinde arkadaşlarıyla buluşup alışveriş yapacak olan bayan arabasını otopark girişinde durdurur ve dışarı çıkar. Ama telefonu bir türlü arabasıyla bağlantı kuramaz ve bayan:

-Uff yine çalışmıyor bu lanet olası şey, park seçeneği yine görünmüyor, neden ben teknolojinin kurbanıyım,dur bi ben Ahmet'i arayım.ALOOO aşkımmm ya bu park sistemi çalışmıyor yine, en son sen ayarlamıştın ama yok yine gitmiş, sana yeni telefon alalım demiştim bak kaldım burda böyle otopark girişinde, arkadan arabalarda gelmeye başladı ne yapıcam şimdi ben çabuk bir şeyler söyle bana.

Arabanın arkasına başka bir araba gelir içeri girmek ister ama giremez, kesinkes o kişi erkektir ve doğal olarak bastırır kornaya hemencecik düdüüüüüüüt. Sonra pencere açılır ve kafa 35 derecelik açıyla dışarı sarkıtılır.

-Hanfendi arabayı ne bıraktın yolun ortasına, ben nasıl içeri giricem hiç mi düşünce yok be ablacım sende, çek hadi arabanı önümden.

Bayan telefonda konuşmaya devam eder.

-Ahmet bi tane adam geldi otoparka gircem diyo ne yapıcam şimdi ben, sinirlenmeye de başladı. Aşkım araban çıktı bana doğru geliyor adam, Aşkım,Aşkımmm......"

Reklam kolay uygulaması biraz zor! 

Güzel Sinyaller


Galatasaray'ın ilk 11'i maç öncesi akıllarda soru işareti bırakmıştı ama sahaya çıktığı andan itibaren isimlerin önemi kalmadı sistem çalışmaya başladı ve çalışan sistem erken golle taraftarın Sneijder heyecanına neşe kattı. Tabi bu gol için Samet Aybaba'nın inanılmaz hatalı taktiğini tebrik etmek gerekir. O olmasaydı Emre'nin dibinde en azından yakınlarında rahatsız edecek bir Hilbert olurdu.

İlk yarı bariz top üstünlüğü ile Galatasaray lehine devam ederken arada bir kaç dakikalık topu ayağında tutması bile Beşiktaş'ın seyirciyi delirtmesine neden oldu, müthiş bir ıslıklama sonucu oyuncular dayanamayıp tekrar geri verdiler Galatasaray'a topu, alın sizin olsun biz şut bile çekemiyoruz arada duran top olsun belki oradan gol buluruz dercesine ifadeyle. Kah Veli'nin sert müdahaleleri kah Necip'inkiler derken Emre yerde kaldı.Topun başında artık son serbest vuruşlarını kullanacak gibi gözüken Selçuk öyle bir orta yaptı ki İbrahim Toraman müthiş zıpladı ama marifet zıplamakta değil doğru yerde durmak, Riera durduğu yerden kafayla topu ağlara gönderdi.

İkinci yarı başında Galatasaraylı seyirciler yerine oturamadan gol atalım yoksa ıslıklarlar bizi gol falan atamayız diye düşünmüş olsa ki Beşiktaşlı oyuncular bir geldiler korner kafa gol üçlemesini yapıp kaçıverdiler sahalarına ıslıklar başlayamadan. Sonra maçın devamı aynı geçti, top Galatasaray'daydı geçen sezon olduğu gibi hatta Melo bile kondisyonu yerine getirmiş vay be adam her yerde diyordum. Fatih Terim gaza gelip Melo koşuyor onun önüne de Sneijder'i de koyayım da o da alışsın bizim Aslanlara diye bir oyuncu değişikliği yaptı, Samet Hoca altta kalır mı bi ıslık çaktı Lucescu'dan Türkiye ile ilgili bir çok taktik alan taklitçi yada tiyatrocu kılıklı Dentinho fırladı girdi sahaya.


Bir kaç dakika geçti, yine bir faul daha aldı Melo, sinirlenmedi aferin dediğim anda, Necip bir şeyler söyledi hakemin dibinde Melo'ya faul yaptığı halde, sinirlenmedi dediğimiz Melo sinirlendi, Oğuzhan avukatlık görevi görmek amaçlı Melo'nun karşısında dikildi olan oldu Melo tükürdü tükürmedi derken ortalık karıştı,bizim Kalfa hakemimizde kulaklıktan iletişim teknolojisine alışmaya çalışıyor, elini kapatarak konuşan yardımcı hakemin suratına bakıyor, görevini unutup. Kulağınla duyuyorsun senin görevin oyuncuları yatıştırmak! Oyuncuların arasından uzaklaştı kim ne yapıyor bakmadı bile Melo adını duydu heyecanlı tabi, kırmızı kart gösterecekti Melo'ya gerisinin ne önemi varki, bu haftanın tartışılan kararında yer alacaktı arada bir kaç tane sarı kart kaçırsa ne fark ederdi ki ona göre. Melo gel gel hehey, al sana bir kırmızı şimdi yürü git dışarı gözüm görmesin seni, iyi oynadın ama profesyonel değilsin koçum hemen parladın bende sana kırmızıyı yapıştırdım burası Türkiye provokasyona gelirsen böyle bende gösteririm kırmızımı. Fatih Hoca da gaza gelmenin cezasını çekti bir nevi kondisyonsuz Sneijder koşamayacak yorgun adam ortalarda sahipsiz kaldı elinden tutan olmadı. Hatta dur sen pas atma öne diye Elmander'de çıktı oyundan hem öksüz hem yetim kaldı Pastanın Portakalı.

Maçın geri kalanı 10 kişilik Beşiktaş'ın 11 kişilik Galatasaray'a karşı mücadelesi gibi geçti. Her takıma çok pozisyon verdiren Beşiktaş 10 kişi kalmanın da verdiği etkiyle pozisyon üretemedi. Hatta pozisyonlar verdi çok şanslılardı ki hala şu gol atma başarısını gösteremeyen bunu da kendine feci dert eden Türk ama Türkiye'yi görünce psikolojik sorunlar yaşamaya başlayan Hamit vardı sahada  ve pozisyonlarda.

Maç sonu Galatasaraylılar memnun. Beşiktaşlılar ise 'Galatasaray iyi takım ama' diye kendilerini teselli ettiler.


Melo yine damgasını vurdu bir Beşiktaş maçına daha ilk yarı da vay be şu kardeşliğe bak Riera'yla bile Melo'nun arası iyi derken. Kendisini yine hayal kırıklığına uğrattığı Fatih Terim'i elinin tersiyle itip kayboldu Melo. Yine Şampiyonlar Liginde kondisyonsuz bir Melo Schalke maçında sahada yer alabilir kafalardaki soru işaretleriyle.


Uzun zamandır görmediğimiz güzel top tutma oyunu ve maç başı uzun zamandır Arenada göremediğimiz konfetiler vardı sahada. Takım genel olarak güzel sinyaller verdi ama bireysel performanslara bakınca pek de hoş gözükmüyor. Adaptasyon süreci  arka arkaya problemler yaratabilir  özellikle deplasman maçlarında. Sneijder heyecan verirken puan kayıpları da verdirtebilir arka arkaya.  

Followers