Saturday, January 12, 2013

Amaç Ne Bize Göre?

Dünyanın manyetik alanı , oluşum sürecinde belli bir düzene göre yönlenmiştir ve bu yüzden dünya bir nevi mıknatıs özelliği gösterir . Bu özellik çok da yabancısı olmadığımız pusulanın temel prensibidir ve bu sayede pusula sürtünme ile yüklenmiş bir metal telin sürtünmesi az bir ortamda kuzey - güney doğrultusunu gösterir . Çinliler tarafından M.S 100 yılında icat edilmesi keşfedilen ilk sensör gibi görünmektedir , tam olarak bilinmemekle beraber . 



Galileo , Fahrenheit , Celsus , Kelvin derken sıcaklık sensörü , Torricelli , Pascal ve Boyle ile basınç sensörü , Dee Horton ve Lew Hewitt ile hareket sensörü ve diğer araştırmalarla birlikte envai çeşit sensör bulunmuştur . Günümüzde ise bu sensörleri o sektör içinde değilseniz , hemen hemen her dakika kullanıyorsunuzdur da farkında değilsinizdir . Günümüz akıllı telefonlarının içinde bir çok farklı çeşit sensörler bulunmakta . Örneğin , ışık sensörü ekranın parlaklığı için çalışıyor , ivme sensörü oyunlarda ve uygulamalarda işlev görüyor . Bunlardan farklı olarak GPS ile yolumuzu istediğimiz zaman bulabiliyoruz . Bu sensörler yeterli olmamış ki Japonlar oturmuş düşünmüşler ne düşüneceklerini bilmeden , bir şey bulamadıkları anda farkına varmış olsalar gerek ki o anda dışarıdan biri kimse yok diye o ortamın ışığını söndürmüş büyük ihtimalle , işte o saniyede bi Japon bu ışık sönmesin demiş biz buradayken ve çalışmaya koyulmuşlar . İnsan algılayan sensör bulalım daha önceden yürümek gibi hareketlerimize duyarlıyken şimdi de nefes almak gibi davranışlarımızın minimum seviyede olduğu anda bile algılayabilsin bizi demişler ve sonra bulmuşlar çözüm yolunu .

Bu sensörün en önemli özelliği sıcaklıktan etkilenmiyor olması . En güzel yani ise yatak içerisinde bile bizi fark edebiliyor olması .  Japonlar bunu yatak içerisinde de kitap okuyabilmeleri için geliştirmiştir diye düşünmekle birlikte emin de değilim farklı amaçları olabilir ! 


Japonlar durmuyor ve bunu halka sunmak için de araştırmalar yapıyorlar ve ilk olarak akıllarına güvenlik kameraları ve hastaneler geliyor . Güvenlik kameralarının boş boş çalışmasındansa artık  sadece insan geçerken kayıt yapması sağlanabilir . Bu sayede kaliteli ve temiz görüntü kaydı tutulabilineceği saptanıyor . Hastanelerde ise hasta başında boşuna beklenme olmasın , boş durmasın insanlar diye hareketsiz yatan bir hastanın ilk hareketi gözlemleniyor olacak kısa zamanda . 


Çalışma şekli için de örnek bir şekil  ve diğer sıradan sensör teknoloji ile kıyaslamasını yapmışlar .





Japonlar bunu Türkiye'ye satacağını varsayarsak acaba hangileri kullanılıyor olacak?

Türkiye'deki uygulama alanının çok kısıtlı olacağını düşünüyorum .

Yatak içerisinde ışığın açık olmasını sevmeyiz , iki kişiden biri büyük olasılıkla rahatsız olur bu durumdan ve o sensör yerinden çıkartılır .

 Güvenlik kameralarında ise sokakta kedi , köpek çok olduğu için bizim sensörler onları kesin algılar tasarruf falan da edemeyiz , boşuna merak uyandırtır kamera başındakilere .

Hastanelerde ise yaşlı teyze ve amcaların zaten yapacak bir işleri olmadığını belirtip hasta başında bekleyip oraya gelenlerle sürekli dertleşme maksadıyla bulunmasını engelleyecek bir davranış ise fazlasıyla tepki toplayacağı için hasta başında beklemeler engellenemez .

Türkiye'ye uygun gibi görünmese de hala bunun satış pazarı küçümsenemeyecek kadar büyük ülkemizde . Herhangi bir alışveriş merkezine gittiğimizde ya da bir kafenin lavabosuna uğradığımızda çoğu zaman evimizdeki rahatı bulamayız . Bunun en büyük sebebi ise bu harekete duyarlı sensörün bizim çok fazla hareket etmediğimiz yaklaşık 10 saniye gibi bir sürede bizim gitmiş olduğumuzu varsayarak kapanması rahatımızı bozup , hareket ettirtmeye zorlamakta ne yazıkki bizi ya da apartman dairesi önünde zaten zor bağlamakta olduğumuz ayakkabı bağcığını bağlarken aniden ortam karanlıklaşır , etrafında birisi yoksa dış ses ile küfür edilir , yabancı birileri varsa iç ses kullanılıp küfür etmek suretiyle ayağa kalkılır , el - kol hareketi yapılır ve sensörün bizi yeniden tanıması sağlanır , bundan sonra da klasik bir şekilde "hay aksi bu lamba" denilirken yabancının yüzüne hafifçe bir tebessümle bakılır , durum çaktırılmadan ayakkabı bağlanmaya devam edilir ve olay unutulur . Ama artık bunlara son vereceğiz otururken bile bir şeyler bulan çalışkan uzak doğulu arkadaşlarımız sayesinde . "Teşekkürler onlara" diyerek bizi düşünüp bizim rahatımızı daha çok artırmalarını diliyoruz ve bekliyoruz .


0 yorum:

Post a Comment

Followers