Saturday, December 29, 2012

İlk Yarıya Genel Bakış

Sezona istediği gibi başlayan Galatasaray geçen senenin meyvelerini toplamaya devam ediyordu.
Sene başındaki Süper Kupa maçında Fenerbahçe'ye ezici üstünlük kurdu ama savunmada yaptığı hatalarla maçı sıkıntıya soktu ,bir şekilde maçın sonunda galip gelmesini bildi , pek istenilen gibi olmasa da kupayı aldı . Bu maç bütün ilk yarıyı özetlercesine bir maçtı ; Savunmada olağandışı hatalar , hücumda forvetlerin beceriksizliği  , maç içindeki güzel oyunların kopuk kopuk olması , konsantrasyon düşüklüğü .



Lige iyi başladı , kötü devam etti , çok fazla puan kaybına rağmen diğer takımların kendisinden daha kötü olmasından dolayı ilk yarıyı lider kapattı , Şampiyonlar Liginde ise istenilen düzeyde takımların bulunduğu gruba hiç beklenmeyen bir başlangıç yaparak iki iç saha maçında sadece 1 gol atıp 1 puan alabildi ama daha sonra Şampiyonlar Liginde nasıl top oynanılması gerektiği , Türkiye liginden farklılıklarının farkına varılması sonucu denge oyunu ortaya koyup istediği sonuçları alarak bir üst tura kaldı .



Bu sezon Galatasaray ' ın performansı bana 2001 - 2002 yılını hatırlatıyor . Şampiyonlar Liginde ikinci tura çıkılmış Türkiye Kupasında Erzurumspora elenmiş takım vardı bu sezonda aynısı sadece Erzurumspor yerine 1461 Trabzona elenmiş bir Galatasaray. Oyun olarak izleyici tatmin etmeyen ama istenilen sonuçlar alındığı için gönderilmeyen teknik direktör Lucescu ki o kısıtlı kadrodan mucizeler yarattı bence ama yine sezon sonunda bir şekilde bahaneyle gönderildi ve takımın 10 sene geri gitme süreci başladı , bugün de geçen sezon çok iyi oyun ortaya koyan Galatasaray'ın geçen sezona göre çok daha iyi kadroyla aldığı başarısız sonuçlar ama genel görüntü olarak başarı var , hem ligde liderlik hem de şampiyonlar liginde ikinci tur. Fatih Terim ile devam edip uzun yıllar başarı kovalanmalı , eline çok güzel fırsatlar geçiren Fatih Hoca ikinci baharını yaşıyor belki de ilkinde daha güzel olacak başarılar getirecek takıma ama yaptığı hatalar çok fazla , normalde alışkın olmadığımız hataları yapıyor , takımına yanlış taktikler uygulatıyor . Bazen bir oyuncu üzerinde çok fazla ısrar ediyor , bazen takımından hücum oynamasını istiyor bazen de olmayacak kadrodan savunma yapmasını bekliyor . Aslında her ikisini de yapacak kapasite takım ama bir türlü randımanlı çalışan bireysel performanslar ardı ardına gelemedi , bir hafta iyi oynayan diğer hafta kayıplardaydı , bu performansları görerek hatalar yaptı Fatih Terim , beklediğini sahaya koyamayacağını bildiği halde , ilk 11'de yer verme ısrarcılığını sürdürdü ve Ordu'nun Galatasaray'ın şifresini çözmesiyle birlikte arka arkaya puan kayıpları geldi , herkes " Ordu iyi takım " diye nitelendirmişti Ordu'nun Galatasaray galibiyetini ama Galatasaray kendisini yeniyordu , yenilmiyordu başkası tarafından . Kapasite altı performanslarla bu noktada yer alan Galatasaray'ın ikinci yarının başlangıcı ile birlikte zorlu maçlarından geniş kadrosuyla bazı oyuncuları maksimum verimde kullanarak konsantrasyonu sağlayıp yoluna devam edebilir hem ligde hem de ŞL'nde . Aksi taktirde ligin şampiyonun ismi değişebilir ve hatta teknik direktör isminin değişikliğine kadar gidebilir bunun sonu .

Ligin ilk yarısındaki takımın performansı oyuncu bölgesine göre şöyledir :

Kale : Bu sezon , geçen sene olduğu gibi kalecisinden yana hiç bir sıkıntı yaşamadı Galatasaray . Ligin başında uzun yolculukların yorgunu Muslera biraz kötü başlasa da durumu gayet iyi toparlayıp taraftarın güvenini tazeledi .



Defans : Bu sezonun tam bir hayal kırıklığı takımda , Ujfalusi'nin sakatlığının ardından alınan Cris'in uyumsuzluğu ve ağırlığı takıma zarar verdi . Dany ise dengesiz performansı ve oyunuyla hiç güven vermedi . Semih gelişimine devam etti , zaman zaman o da kötü oynadı ama Galatasaraylılık ruhu ve hiçbir zaman yılmayan oyunu onun ilk 11'in değişmez ismi olduğunu tekrar hatırlattı izleyenlere . Sol bekte sezona berbat bir başlangıç yapan Hakan yerini haftalar sonra o bölgeye özel antremanlarla hazırlanan Riera'ya kaptırdı . Riera bu bölgede hiç sırıtmadı , geçen senenin aksine takıma daha çok katkı verdi kazandığı paranın karşılığını vermeye başladı ki şu anda yerine gelecek bir oyuncu olması durumunda bile o oyuncunun Riera'dan formayı alması çok zor görünüyor ama ideal sol bek olmaması onu orada ancak alternatif yapabilir uzun vadede . Sağ bekte yorgun Eboue dağınık bir oyun oynadı istenilen verimi tam sağlayamadı ama sorununa el atanların olacağını düşünüyorum devre arasıyla birlikte onun da yükselişe geçmesini bekliyorum ama en büyük olumsuzluk onun adına Afrika Kupası olacaktır , yoğun bir dönem geçirecek yine .



Orta Saha : Geçen sezonki geçilmez , pas yapan , rakibi bozan , oyuna hükmeden bir orta sahanın daha iyisi beklenirken takıma yapılan transferler de göz önüne alındığında vasatın altında bir performans gösterdi genel anlamda , bireysel anlamda da Selçuk'un yardımcılarının performansı yetersiz olunca bu Selçuk'u da etkiledi takımı da . Sene başında gördüğü kırmızı kartla 11 maç kaçıran Engin formaya hasret kaldı ve takımın ihtiyacı olduğu anlarda yoktu , döndüğünde de eski Engin'den zaman zaman esintiler gördük . Emre Çolak gelişiminin üstüne bir vites daha artırması beklenirken olduğu yerde zıpladı durdu sonuç olarak bir yere varamadı ve formayı kaybetti . Hamit , geldiği günden beri herkesin gözü onun üstünde , o kendisine bakanlara alışık olmadığından , sahada da başka bir Hamit gösterip bakışlardan uzaklaşmaya çalıştı ama psikolojik olarak bunu atlatamayıp kötü maçlar çıkardı , iyi maçlarının çoğu ise Şampiyonlar Ligindeydi , takıma bir yabancı oyuncu katılmış görüntüsü gösterdi lig maçlarında ve adaptasyon sürecini hala atlatamadı , atlatır atlatmaz bu süreci  takıma çok iyi katkı sağlayacaktır ama önce psikologa görünsün en iyisi . Amrabat geldi geliyor gelecek gelemedi derken kendinden feda etti geldi takıma fedakar yapısı çok alkış aldırdı ama o aldığı alkışın çeyreğini oynadığı futbolla alamadı . Adaptasyon süreci yoktu Türkiye'ye ama takıma alışma , sisteme alışma süreci yaşıyor , beklediğinin altında süre aldı ama önemli maçlarda kendini gösterdi kalitesiyle , attığından çok yarattığı pozisyonlarla özellikle ŞL'de büyük adımlar attırdı takıma . Çok koştu beklenenin üstünde , bazen adam geçemedi denedi yine olmadı ama pes etmedi aralara attığı paslarla takım arkadaşlarına pozisyon yaratmaya çalıştı ama takım arkadaşları hareketlenmesi gereken yerlere hareket etmedi , hareket ettikleri zaman ise bitirici vuruş gelmedi Amrabat'tan hep havadan orta beklediler o da onu yaptı ortaları açtı goller attırdı pozisyonlar yarattı . Ama savunmaların pozisyon vermediği durumlarda yerden açtığı ortalarda koşmayan Burak ve Umut onu anlayamadı . Bunun yanı sıra orta saha oyuncuları top Amrabat'a geldiği anlarda Amrabat'tan hep çizgiye inmesini beklediler yanına hareketlenip top almaya bile gelmediler , en büyük yardımcısı Riera oldu sürekli bindirmeler yaparak orta pozisyonları yakaladı ama önlem alınan noktalarda Riera yerini yadırgamadığını düşündürttüğü seyircilerin aksine bu tür sert savunmaların yapıldığı maçlarda geride kalıp Amarabat'a destekçi olmak istemedi ,olamadı , bunu Riera 'yı eleştirmek için söylemiyorum davranışı , kararsızlığı gayet normal yeni bir mevkide oynadığı için ama orta saha oyuncularının Amrabat'a destek çıkmaması ,yürümeleri olayı farklı göstertti . Melo bu sezonun hayal kırıklığıydı kilolu , ağır , geç , kondisyonsuz takıma katıldı , form tutamadı , geçen senenin oturmuş orta sahasında ileri çıkışlarında verimli olduğu için top bir şekilde kaybedilmeden karşı kalede bitiyordu ama bu sezon onun ve takım arkadaşlarının yürüyerek oyunlarına hücumda kaptırdığı toplar hep Galatasaray kalesinde bitti bazen golle , bazen tehlike yaşatan pozisyonlarla . Melo'nun kayıp performansı Yekta'nın o bölgede oynatılmaya başlanmasıyla bir nebze giderildi , kendini defansif ve fiziksel güç anlamında biraz daha geliştiren Yekta önceki sezonların aksine orta sahanın ortasında oynadı ,verimliydi . Çalım atma , uzun pas atma yeteneğini iyi kullandı . Aydın yakaladığı fırsatları çok iyi değerlendirdi ama fazlası olamıyor , hızlı adam eksilten , ne yapacağını savunmacılara belli etmeyecek kadar çabuk birisi , bu sezon takımının en önemli golünü attı kendisinden beklenmeyen bir anda ve ikinci turun kapısını aralattı . Zaman zaman bu tür performanslarına takımın ihtiyacı var ve daha da olacaktır .



Forvet : Geçen sezon Elmander'den hücum pres anlamında müthiş yüksek verim alınırken bu sezona formsuz başladı , eski Elmander'i arattı , zaman zaman etkili oldu ama genel anlamda başarısızdı . Orta saha ile forvet arasındaki bağlantıyı sağlayamadı , fizik-kuvvetinin düşmesi performansını bir alt seviyeye çekti formasını Umut'a kaptırdı . Sezon başında herkes " Umut geldi de anca yedek olur zor oynar bu takımda " dedi . Umut , bizim fırsatçı Umut'tu yine ve arada sırada fırsatları değerlendirdi ve ilk yarıyı gol krallığında zirvede kapattı ki bu gol krallığı yarışında kaçırdığı basit golleri de atmış olsaydı belki de ilk yarıdan önemli bir fark yaratabilirdi diğer golcülerle arasında ama Umut'un maksimumu bu daha fazlası olamaz . Burak sezonun en çok ses getiren ismi oldu lige çok iyi başlamadı yedek kulübesinden girdi maçlara ama daha sonra gollerini attıkça açılmaya başladı . Bencilliği yüzünden takıma zararı da dokundu belki ama özellikle Şampiyonlar Liginde attığı kritik gollerle taraftarın sevgisini kazandı ama hala güven veren forvet konumunda değil , her maç gol atacak kapasitesi var ama o kafasının içinde her pozisyonu fazla büyütüyor bazen olmadık şeyler deniyor bazen basitçe yapacağı vuruşu enteresan bir şekilde yapıyor , taraftarları çıldırtıyor . Şampiyonlar Liginde adında çok bahsettirdi , grup maçlarının en iyi oyuncusu seçildi C.Ronaldo ve Messi gibi süper iki oyuncu varken hem de . Adını duyurdu ama hala kimse memnun değil ondan bence memnun da olmasınlar ne zaman birisi Burak'tan memnun olmazsa o daha çok çalışıp açığını kapatıyor  , bu yönden çok iyi örnek oyuncu oluyor genç adaylara .

Transfer sezonu başlıyor , bu transfer dönemini çok hareketli geçireceğini düşünmüyorum Galatasaray'ın ama kesinlikle ve kesinlikle çok iyi , tecrübesi yüksek , yabancı bir defans oyuncusu gerekiyor . Yabancı diyorum çünkü Türkiye'de Semih'in dışında alınabilecek defans oyuncusu yok , geleceğe yönelik Serdar Aziz ismi olabilir ama şu an için yanlış transfer olur , sene sonu için daha mantıklı bir isim . 10 numara pozisyonu için oyuncu arayışlarını sürdürüyor gibi görünen yönetimin bonservis alınması yerine kiralık formülünü uygulayıp sezon sonu bonservis alınması maddesiyle birlikte bir oyuncu kiralanıp , takıma katkısı beklenip minumum para harcanabilir . Forvet için ise takımın scoutlarının sürekli oyuncu izliyor olmasını umut ediyorum, takımın forvete ihtiyacı var sırtı dönük oynayabilecek yetenekte bir golcü gerekli takıma şu anda onların sene sonu için çalışıyor olması gerekiyor ara transfer döneminde biraz zor görünüyor forvet transferi .

Ara transferde , transfer yapmak zordur fiyatlar yüksek , oyuncular sorunludur genellikle . Kiralık oyuncular iyi olabilir takım içindeki finansal dengelerin bozulmaması için . Transfer olacaksa hemen imza atılabilecek ilk gün olması gerekiyor aksi durumda takıma adapte sorunu çok yüksek olacaktır , takım bu zamanı onlara harcayacak konumda değildir , dişlilerin hızlı dönmesini sağlayacak kuvvet gerekiyor , o kuvvetin de yağlanmasıyla uğraşacak vakit yoktur .


Wednesday, December 26, 2012

Auf Arena

Schalke,Juventus,Malaga,B.Münih,Barcelona,B.Dortmund,PSG kura öncesi gelebilecek muhtemel rakiplerdi . Bunların arasında gele gele Schalke geldi , BÜYÜK ŞANS!

Gelebilecek rakiplerin içinde en zayıf savunma hattına sahip takım özelliğine sahip Schalke diğer takımlara göre daha hücumcu bir anlayış sergiliyor . Bu Galatasaray' ın en büyük avantajı olacaktır ama  toplu halde hücuma çıkması , orta sahasının hızlı oyunculardan kurulu olması ; Afellay , Farfan , Barnetta , Draxler gibi çok çeşitli yetenekler Huntelaar ' ı 18 içinde buluşturup skoru bulmasını kolaylaştırıyor ama bu sezon gol sayısı takım içinde dağılmış durumda geçen sene ile kıyaslarsak . Geçen sene takımın top tutan , ne zaman nereye nasıl pas atılması , koşulması gerektiğini bilen çok tecrübeli Raul vardı . Bu sezon yok ve yokluğunda daha hızlı top oynuyorlar ama topun kendi ayaklarındaki süreleri giderek azalmış durumda . Orta düzey veya alt sıralara oynayan takımlar bireysel yetenekleri durdurup rahatça top üstlüğünü ele alabiliyorlar ve galip gelebiliyorlar. Huntelaar' ın top tutma özelliğinin olmaması Marica ' nın yetersiz kalması hücumdaki sürelerini azaltıyor , zaman zaman hızlı paslaşmalarla geriden gelen oyuncular tehlike olmakta . Galatasaray' ın en çok dikkat etmesi gereken orta saha oyuncularının sürpriz ve hızlı biçimdeki araya kaçmaları olacaktır .

Takımın orta sahasının ortası defansından biraz daha hızlı oyuncuları barındırmasına rağmen iyi bir takım düzeyi için düşük kalmakta . Galatasaray ' ın bu sezon alıştığı kontra atak futbolunda buradan geçmek çok da zor olmayacak .

Defansın ortası ağır ama tek müdahale yeteneği yüksek oyuncular var . Bekler de ideal bir takımın beklerinden uzak; hücum performansları düşük , daha disiplinli yerini bilen , açık vermek istemeyen , Japon ve Avusturyalı .

Kale de ise genç yetenek Unnerstall . Çok fazla söze gerek yok bu kalecinin yedeği Hildebrand demek yeterli.

Galatasaray' ın şu andaki mevcut kadrosu iyi bir performans gösterirse hem bireysel olarak hem de takım olarak tur gelebilir ama herhangi bir oyuncunun bir alt düzey performans göstermesi rakibe turu getirtir . Şöyle ki , Farfan çok etkili bir kanat oyuncusu içeri sarkmayı seven , teknik yetenekleri hızı kadar olmasa da iyi olan bir oyuncu . Daha önce yarı finale geldikleri zaman en büyük katkıyı takıma Farfan vermişti hatırlarsanız . Farfan ' ın karşısındaki oyuncu kim Riera , Riera ' nın hücum katkısı iyi ama savunmada birebirlerde Kuyt gibi ağır bir oyuncu karşısında bile zorlandı bir de Farfan gibi bir oyuncu düşünecek olursak işi çok zor . Sol bek takıma şart!

Zaman zaman parlayan Barnetta ve Afellay tam bi kapalı kutular , yetenekleri konusu tartışılmaz ama verecekleri performans o günkü havalarına bağlı , havaya girdiklerini varsayarsak Eboue bu sezonki savunma performansıyla yerlerde sürünür ki bir de Afrika Kupası var nasıl döneceği belli değil . Eboue sorununun çözülmesi şart!

Semih pozisyon tecrübesini oynadıkça arttırıyor geçen sene Ujfalusi ' den öğrendi bu sene ise yanına düzgün bir partner bulamadı , öğrenmesi azaldı geçen seneye oranla . Dany sadece maçları oynayan yetenekleri belli fazlasını beklememek gerek , daha iyi olamaz şu andaki halinden . Cris Lyon'un neden takımda tutmadığını bize kanıtlarcasına oyun çıkardı , ilginçtir ki sene başında ilk 11 başlamıştı Lyon'un maçlarında ama Galatasaray' a gelince boğazın manzarasına dalmış olsa ki hala o manzaraya bakarmışcasına futbol oynuyor . Ujfalusi dönecek mi? Dönecekse ne zaman dönecek?  kim bilir ne olur , bu varsayımların üzerinde durmaktansa ayakları yere basan , pozisyon bilgisi yüksek bir oyuncu savunmanın ortasına şart!

Orta sahanın ortası geçen seneki performansından çok uzakta ama yaklaşabilecek potansiyelde ,ikinci yarının başıyla birlikte özlenen eski günlerine döneceğini düşünüyorum , Sağda oynayan Hamit' in şutlarından biri direkten dönmek yerine , ağlarla buluşursa kafasında yarattığı ve büyüttüğü sıkıntıyı atlatacaktır ama ne zaman?Hamit gol atmış olsa bile ben hala sağ kanada yırtıcı içeri kat eden sıfıra inip asistler yapacak bir oyuncu ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Aydın iyi oyuncu ama şu an için şampiyonlar liginde çeyrek finale kalma hedefinde olan takım için yetersiz görünüyor . Keita ' nın genç versiyonunun bulunması şart!

Giderek 4-4-2 'den 4-5-1 'e dönen Fatih hocanın niye bunu yaptığını merak etmemek gerek çünkü her şey ortada. Takım topu hücuma taşıyamıyor taşıdığında ise durarak yavaş oynuyor ya da araya kaçan pozisyon arayan yok pas yapılamıyor doğruca orta sahanın gerisine geliyor top , pozisyon öldü ...Ölmeden önce kalp masajı yapıldığı zamanlarda ise kaptırılan toplar sürekli kalemize kadar gelmekte .Bu ölümleri azaltmak için bizim de etkili silahlara ihtiyaçlarımız var ama ne ilk 11 ' de ne de yedeklerde var . Öldürücü silahlar şart!

Schalke takımı çoğu kişinin bildiği kendilerince etkili bir seyirci kitlesinin bulunduğu stadı Auf Arena 'da maçlarını oynamakta . Galatasaray' ın da TT Arenası var , iki arenanın kapışmasında hangisinin Şampiyonlar Ligi arenasında devam edecek olmasına uzun bir süre olmasına karşın taraftarlar arenaya çıkılacak günü heyecanla bekliyor .

Her şey sahada belli olur turu geçmek için ama bence şartlar bunlar , bunları yerine getir turu geç. Söylemesi kolay , yapması olay.Yolu uzun , heyecanı bol olur .


Wednesday, December 19, 2012

Dönüm Noktası

Sıradan şekilde hareket edilecek durumlar vardır bu durumları herkes önceden ezberler önlemlerini alır ve uygular . Sıradan şekilde hareket edenin de kendi içinde önlem alması gerekir ki rakiplerinin buna önlem alması engellensin . Bu genellikle rakiplerin önlem aldığı zaman aklına gelir insanın ama önemli olan durumun zaman geçmeden , minimum kayıpla olmasıdır . Bu kendi içinde önlem alınan nokta , Dönüm Noktasıdır .

Galatasaray için dönüm noktası Cluj maçıydı . O maça kadar Galatasaray 90 dakika boyunca rakip yarı sahada pozisyon aramakta , forvet arkasında çoğalmayı sağlayamadığı için pozisyon üretimi konusunda sıkıntı yaşamakta ve kaybettiği herhangi bir top tekrar santra noktasından başlamaktaydı . Cluj deplasmanıyla birlikte takımın taktiği değişmeye başladı , artık takım 10 kişi ( Muslera hariç ) hücuma gitmiyordu . Biraz daha geride beklemeyi öğrenmeye başladılar . Takımın alışık olmadığı bu oyun yapısına takım kolay uyum sağladı . Geride durarak takım daha az pozisyona giriyordu ama elindeki oyuncuların kalitesi bir kaç hareketle maça etki eder hale geldi ve rakip takımların kontra atak silahı bu sefer Galatasaray' ın eline geçti bunun meyvesinin tadına Şampiyonlar Liginde üst üste 3 maç galip gelinip , bir üst tura çıkılarak bakıldı . Bu meyve hoşuna gitmiş olsa gerek ki ligde de aynı taktik anlayış benimsendi ve bunun tadı ezeli rakip Fenerbahçe ile oynanan maçta doruğa ulaştı . Meyvenin tadı güzel ama dış görünüşü pek de hoş değil , kim bakarsa baksın beğenmiyor daha iyi bir görünüşe sahip olsa alıcısı artar ama ne yazık ki şimdilik tarladan alınan meyve bu . Gübresi kalitelendirilir , tarla düzgün sürülüp çok çalışılması durumda daha güzel görünüme ulaşabilir ama şimdilik daha bu olmamış durumda ama yenildiğinde damakta güzel bir tat da bırakmakta . Bu ne kadar böyle devam eder bilinmez ama bu işe bir el atmak gerek orası şüphesiz . Yoksa hasat giderek azalacak .


Maça hazırlanan koreografiye layık bir şekilde maça başlayan Galatasaray ilk dakikalarda Umut ' un ve Hamit ' in uzaktan vurduğu şutlarla kaleyi yokladı , ilk dakikalardaki baskı Bekir ' in kendi kalesine attığı gol ile sonuçlandı . Bu dakikadan sonra Galatasaray ' ın rahat bir oyun sergilemesi beklenirken defanstan seken topta yine geçen sezon olduğu gibi sol ayaklı bekten sağ ayakla gelişine bir şut gol oldu . Tabela 1-1 i gösteriyordu . Bulduğu tesadüfi gol ile cesaretlenen Fenerbahçe oyunu rakip sahaya yıkma çabası içine girdi ama Alex'siz nasıl top dağıtılır kapalı defansa diye kendi içlerinde çaresizce çözüm aradıkları dakikalarda Baroni' nin gereksiz bir şekilde yaptığı faul , Volkan ' a geçen sene Selçuk'tan yediği frikik golünü aklına getirmiş olmalı ki korkudan ayağını önceden atıp Selçuk' un penaltı atar gibi ters köşe yapan frikiğini izlemekle yetindi sadece . Kaleci hatasının , akıllı oyuncunun vuruşuyla birleşen bir gol .


İkinci yarı ise Galatasaray' ın tempoyu düşürüp istediği topu oynama şansını bulduğu yarı oldu . Çok fazla pozisyon üretemeyen Fenerbahçe , Galatasaray ' ın kontra atak taktiğine yatkın oyununa yenik düştü ama bireysel becerisizlikler tabelayı değişmesini engelledi . Meireles ' in uluslararası düzeyde herkesin anlayabileceği hareketi maça damgasını vurdu ama hala kendisi kabul etmemekte anlamını . Meireles ' in anlayışı saçı kadar farklıymış onu da öğrendik bu maçla birlikte .


Sezon başında ideal sağ bekini bulmuş Galatasaray , yıla adeta sol beksiz başladı Hakan ve Çağlar ' ın çok yetersiz ve hatalı oyunları varken süre bulamayan Riera  , her şeyin piri Scott Pirri ile birlikte yapmış olduğu özel antremanlardan verimli sonuçlar alarak formayı kaptı çıkartmıyor alıştı yerine . İspanyolların orta düzey takımlarının bütçeleri biraz uygun olsa Riera şu anda transfer olabilir vatanına tekrardan Galatasaray'ın istediği bir fiyata .

Fenerbahçe takımında Sow gibi şov yapmaya her maç fizik gücü yüksek , birebir pozisyonları affetmeyen , neredeyse bulduğu her pozisyonu gole çeviren bir golcüsü varken nasıl oluyor da onun isteği topları arkasındaki 5 orta saha oyuncusu başaramıyor anlamak gerçekten zor .

Şimdi Fener için Tırişka kupası maçı var bu maçla birlikte moral toplamaya çalışacaklardır . Galatasaray ise maç yapmamanın rahatlığıyla Trabzon maçına daha iyi konsantre olacaklarını düşünüyorum ama kafalarının içinde Şampiyonlar Ligi kura çekimi var . Konsantre kaybına uğratmaz umarım bu çok geç yapılan kura çekimi . Galatasaray için bu kura çekiminde Münih ve Barcelona gelmemesi durumunda ilk maçını deplasmanda yapacağı bir kura gelmesi takım için en iyisi olacaktır . Deplasmana beraberliğe gidecek Galatasaray' ın oyun yapısı deplasmandan beraberlik koparacak hatta sürpriz bir galibiyetle bile dönebilme şansı vardır ikinci maça ama ilk maçın kendi sahasında olması skor bulmaya zorlayacak takımı demoralize edebilir . Güzel bir kura çekimi dileğiyle .

Friday, December 14, 2012

Geçen Yılın Tekrar Maçı

Ligin 16. haftasında ilk yarının dönüm maçında , Galatasaray ve Fenerbahçe karşı karşıya gelecek . Sürekli olarak dünya derbisi olarak lanse edilen bu derbi maç , nedense o kadar çok yer verilmemesine rağmen dış basında en ufak bir yazı parçası manşetmişcesine gösterilmeye ,  insanlar kandırılmaya çalışılıyor . Peki bu dünya derbisini azeri ve türki ülkeler dışında kaç ülke canlı olarak yayınlayacak? asıl bu açıklansa ligin kalitesi ortaya çıksa ama . . .


Aykut Kocaman sene başından beri takımının az gol yemesi için sürekli olarak defansif bir oyun sergiletiyor .rakip gol bulamadığı takdirde bir şekilde gol atıp , kendi sahasına kapanıp kontra atak olmayan hücumlarla , ağır bir şekilde takımının hücuma çıkışını izliyor , bu durumdan memnun olsa gerek ki takımın oyun anlayışında hiçbir değişiklik yok , orta düzey bir maçta bile acaba gol atarmıyız bu maçta sorusu geliyorsa fenerbahçe taraftarının aklına bu oyunda aksi giden bir şeyler vardır ama kaliteli oyuncu kadrosu bir şekilde gol atmayı başarabiliyor ki bu oyuncu kalitesi Aykut Kocaman ' ı yedek kulübesinde tutuyor .

Bu maçtaki Fenerbahçe ' nin taktiği çok bariz şekilde belli ; geride bekle Galatasaray hata yaparsa gol atarız , onların savunması hata yapıyor her maçta fazlasıyla . Mantık olarak doğru ama güzel futbol adına pek yararı yok , ama burası Sonuç=Türkiye yenersen kralsın ne oynadığının önemi yok tıpkı 2-1 biten tek kale Galatasaray ' ın oynadığı maçın bir şekilde kazanılması gibi ama bu anlık sevinçti geleceğe katkısı olmadı ve futbol tarihimizde unutulmazlar arasına giren kupa alma töreniyle gerçekleşen maçla hak yerine teslim edildi . Futbol şansı yeniden Aykut Kocaman ' ın yanında olması mı beklenecek yoksa çıkıp takımın 90 dk top oynamasını isteyen , agresif , sürekli olarak gol arayan bir takım mı sahaya çıkacak orası kesin değil ama bütün sezon boyunca uygulanan anlayışı bir kalemde çizip atamayacağı gerçeği de var .


Galatasaray cephesinde işler genel olarak bakıldığında yolunda gidiyor Türkiye Kupasını saymazsak ki o da zaten grup aşaması olup , grupta 6 maç yapılacak olması sonucunda saçma bir önem almış durumda . Bu kadar maç yapmaya değmeyecek bir değerde bir kupa konumunda . Türkiye Kupasının adı Avrupa Kupalarına kalma yolunda Anadolu takımlarını eleyip  final oynama ve maç sayısı en az 11 i bulacak olan Kupa olarak değiştirilebilir . Galatasaray ' ın genel görünümüne baktığımızda liderliği 13 haftadır kaptırmayan ve Şampiyonlar Liginde bir üst tura kalan bir takım var . Şu anda her şey yolunda gibi! Bu gibinin açılımı bu derbi maçıyla yapılacak ya liderliğe devam edilecek takım tekrardan yukarı yönlü ivme kazanacak ya da bu maç büyük kayıplarla kaybedilecek , etkisiyle bir düşüş başlayacak moral motivasyon aşağı seviyelere inecek ve Şampiyonlar Liginde olası bir dev takımla eşleşilmesi durumunda transfer düşleri de ortadan kalkacak .

Bu tür maçlarda takım oyununun önemi tartışılamaz ama bireysel performanslar maçın kaderini belirler . Göze çarpan isimler ise her iki takımında forvetleri , her ikisi de çok formda her şekilde gol atabileceklerini kanıtladıkları bir sezon yaşıyorlar ve takım içindeki önemleri giderek artıyor . Bu maçta da takım arkadaşları bu isimlerden gol bekliyor .


Aykut Kocaman ' ın hamlesi hep ortada , ortada olmayan kozlar ise Fatih Terim ' in elinde . Maçın kaderini Galatarasay belirleyecek ya kendi kendini yakacak bir taktikle sahada olacak ya da asıl Fatih Terim ' in istediği gibi bir takımla sahada olacak ve tempolu oyununu taraftarlarının desteği önünde sergileyecek . Bunu sergilese dahi geçen sezonki maçın tekrarı yaşanabilecek olması ise futbolun Kocaman şansı .

Wednesday, December 12, 2012

Teknoloji Mi Daha Hızlı Gelişecek Yoksa Cam Mı?

Bilgi paylaşımının son sürat arttığı dünyamızda bilgiye ulaştığımız süreyi kısaltmaya çalışan Gelecek Dünya , planlarını insanların günlük yaşantıları üzerine yoğunlaştırmış durumda . Bu yoğunlaşma da en çok dikkat çeken ise ne gariptir ki CAM .



Antik çağlardan beri inşaat , mutfak robotları ,  süs eşyası  olarak kullanılan Cam şimdilerde basit araç gereçlerde ve iletişimde kullanılıyor . Optik fiberin gelişimiyle önemi artan cam , haberleşmeyle günlük yaşamımıza girdikten sonra şimdi ise görüntü  ile yerini sağlamlaştırıyor .

Görsellik kendimi göstereceğim diye bağırıyorken her şey şeffaflaşıyor , su içerken bile insanların birbirinin içini izleyeceğimiz bir Gelecek Dünya görüyorum umarım olmaz ve faydalı işler gerçekleşir . Daha doğrusu kişisel faydalar değil toplum faydaları adına güzel işler gerçekleşir .




Muhteşem Otobüs


Büyük şehirlerin Büyük sorunu olan trafik , artan nüfusun etkisiyle ARGE çalışmalarını bu sıkıntı üzerinde de yoğunlaştırıyor .

Gelecekte yapılması planlanan bu hava otobüsü , ülkemize hangi yıl gelir bilinmez ama üretimde kendini kanıtlamış ülkeler için çok da zor değil.

Özellikle Çin bu konu da çalışmalarını hızlandırmış durumda . Aşağıdaki videodan da görebileceğiniz gibi tanıtımlarına şimdiden başlamışlar . Görebileceğiniz diyorum çünkü video Çince ama görsel olarak anlaması kolay bir sunum olmuş


Sunday, November 18, 2012

Şeytanla Cehennemde Randevu


Lig maçları ve ŞL maçları her zaman farklı oynanır , konsantresi olsun ,  heyecanı olsun , kendini gösterme şansı olsun her şey farklıdır . Gözler futbolcuların üstündedir . Formayı kaparsan bir ŞL maçında bütün dünya seni tanıyabilir ve formayı üstünde taşımaya devam edersin . Manchesterlı oyuncular şu anda formayı sırtından çıkartmama derdinde hele ki genç yetenekler , Galatasaraylılar ise tanınma peşinde ve bunu bir üste geçerlerse gerçekleştirebilirler .



Manchester beklenildiği gibi grubu lider bitirdi , geçen seneki hatalarından ders aldılar . Şimdi rahat bir şekilde İstanbul ' a geliyorlar . Bu sene ikinci kez böyle rahat bir maça çıkıyorlar . İlk rahat maçları Chelsea ile kupa mücadelesiydi . Bu maça yedek ağırlıklı çıkan bir Manchester vardı . Kadro şöyleydi : Lindegaard ; Rafael , Keane , Wooton , Büttner ( Powell ) ; Nani , Fletcher , Anderson ( Tunnicliffe ) , Giggs ; Javier , Welbeck .
 Bu ilk 11 'de de görüldüğü gibi yine tecrübeli oyuncular ile genç oyuncular karma edilmiş durumda . Bu maç skor avantajını iki sefer yakalamalarına rağmen defansının uyumsuzluğu ve olmadık hatalarıyla 5-4 sahadan yenik ayrılmışlardı .  Galatasaray karşısında da yine tecrübeli isimlerle genç isimleri karma yapıp sahaya sürecektir Alex Ferguson . Tahmin ettiğim muhtemel 11 Lindegaard (Johnstone ) ;  Büttner - Phil Jones - Wooton -Rafael  ( Vermijl )  ; Carrick ( Cleverley )  - Anderson  ( Powell ) - Fletcher - A.Young ; Javier - Welbeck ( Macheda ) .

Galatasaray ' ın bu maçta iyi yapması gereken şeyler ; rakibin üstüne çok fazla yüklenmeden arada onların da hücum yapmasına izin verip , kaybettikleri topları uzun toplarla ve kanat akınlarıyla hücumdaki oyuncularla buluşturmak olmalı .


Bu tür oyunu oynamak için ilk 11 ' de Amrabat ' ı görmek gerekiyor ki ilk maçın ilk yarısında çok etkili bir Amrabat vardı yine etkili olabilir , kondisyonu daha yerine gelmiş durumda şu anda . Sağ kanatta tecrübesi ve sevdiği tip maçla Hamit , Orta sahanın ortasının vazgeçilmez ismi Selçuk ve oynadığında Selçuk ' un hücumda varlık göstermesini sağlayan Yekta . 


Defanstaki tercihler ; Defans oynamayı giderek öğrenen Riera , etkili hücum desteğine ve hızına ihtiyaç duyacağımız Eboue , rakibin kontra ataklarında etkili müdahale edebilecek Semih ve sadece daha hızlı olduğu için Cris yerine de Dany defansta yer almalı . Galatasaray ' da Semih ' in partnerinin kim olacağı gerçekten büyük bir sıkıntı Ujfalusi ' den sonra burası toparlanamadı tam toparlandı derken Melo orta sahaya tekrar geri döndü ve sonuç ortada . Melo takıma çok büyük zarar vermekte şu anda sadece orta sahasına değil defansından hücumcusuna ,hücumcusundan taraftarına en büyük zararı da Fatih Terim ' e vermekte . Kendi görevini yapabilse artık bütün herkes rahatlayacak ama olmuyor ama Fatih hocanın ısrarcı yapısı vazgeçmeyen karakteri takıma bazen çok büyük zararlar veriyor . 


Hücumdaki istikrarsızlık 

Hücumda da Galatasaray ' ın sıkıntısı büyük bir uyumsuzluk var kazanılan maçlar hep uyumluluk içerisinde kazanıldı ama bir bakıyorsun sanki geçen hafta bu iki kişi takımı sırtlamamış gibi ortada yoklar . İkili oyunları boş koşuları kaybolmuş . Yine ileri de sıkıntılı bir tercih olacak Elmander - Burak - Umut kombinasyonunda . Burak-Elmander oynasa daha hiç uyum sağlayamadılar , Umut -Burak geçen hafta nasıldı gördük .  Elmander - Umut olsa ikisi de formda değil . Gerçekten kolay bir tercih olmayacak .  



Cehennemi Yaşatmak Gerek

Bu maçta galip gelmek Galatasaray için çok zor olmamalı kendi içinde problemleri var evet ama rahat , stressiz ve akıllıca oynarsa karşısındaki rakiplerini yenecek güçleri var , takım olduklarını hatırlasınlar ,  az hata yapsınlar sonuç gelecektir . Herhangi bir olumsuzluk oluşursa , maçın başında erken gol yenmesi durumunda , taraftarın ümidini kaybetmemesi gerekiyor çünkü bu takım bir şekilde gol atacaktır bu savunmaya . Sürekli üstlerine gittikçe ,  zorladıkları müddetçe hata yapacaklardır bunların sayısı bir kaç tane ile de sınırlı olmayacaktır .
Bu maçta bizleri bol pozisyon ve goller bekliyor . GOL SEVİNÇLERİNDE GALATASARAY' IN ÜSTÜN OLMASI DİLEĞİYLE .  



Tuesday, November 13, 2012

Kalite Her Zaman Kazandırmıyor Ama , Amaç Ne?

ATP sezon sonu turnuvası beklenen finalle gerçekleşti . Dünyanın 1 numarası , Federer ' in üst üste 3. kez kazanmasına izin vermedi .



Federer salona muhteşem bir şekilde giriş yaptı ve bunu ilk 3 oyunu alarak devam ettirdi . Bundan sonraki oyunlarda Djokovic kendi oyununu oynamaya çalışarak sayı almayı bırakıp , Federer ' in oyununa teslim oldu ama aksine bu teslimiyet onun adına sayılar getirdi ve bir anda ilk seti 3-3 ' e getirdi . Karşılıklı birer set kırılması ve birer oyun alınması sonucu oyun 5-5 oldu . Federer servis oyununu alarak durumu 6-5 ' e getirdi ama çabuk sayı bulmak istemesi ve vuruşlarındaki şansızlıklar sonucu durum 6-6 ' ya geldi ve bu şanssızlık peşini Tie Break ' te de bırakmadı . Djokovic aynı oyununu sürdürdü ilk set boyunca toplam 10 tane anca içeri vurarak sayı almıştır belki de ama Federer ' in outları sayesinde üstünlüğü kurdu ve ilk seti Tie Break ' te 8-6 aldı .


İkinci sette de aynı oyun devam etti .Sete yine iyi başlayan Federer set sayısına kadar geldi , oyun 5-4 sayılar 40-15 ' ti ama Djokovic yine sabırlı şekilde bekledi , dik durdu Federer karşısında . Servis oyununu kazanıp üstüne bir de Federer ' in servisini kırması maçın sonucunu belirledi .

Maçın sonucunu bilmeyen bir kişiye tüm sayıları izletseniz (sayıları toplatmadan ) ve maçın sonucunu sorsanız kesinlikle Federer 2-0 almıştır diyecektir ama sonuç tam tersi . Novak , Şanghay finalindeki oyunun çok benzerini yine ortaya koydu hatta daha kötüsünü ama kazandı yine . Defansının çok iyi olması , hücum yapmasını gerektirmedi bile , bu kadar az hücumsuz , "ace" ler dışında , maç kazanan birini görmemiştim . Federer kendi karakterini sergiledi amacı maçı kazanmak değildi o tenisi eğlencesini  koruduğu klasında oynuyor şu anda dünya sıralamasında bir numara değil ama duruşuyla , vuruşlarıyla , kimsenin başaramayacağı şutları atmasıyla o hep birinci . Derdi bir turnuva kazanmak değil ki , AMAÇ ; öğretici olmak , insanların onu gelip izlemesi şutlarından zevk alması .  



 Güzel rallilere sahne olan bir final daha sona erdi . Sırada Avustralya Açık Tenis Turnuvası var , beklentiler yine bu ikilinin karşılaşması bakalım bu yine olacak mı .

Friday, November 9, 2012

Kalite Farkı

Yağmur , sis gibi doğa olaylarının olmadığı , bahane bulunamayacak bir maçtan galip ayrılmasını bildi Galatasaray .



 Maç defanstaki basit hatalarla başladı . Uzun toplarla pozisyon arayan Cluj golü atabilecek pozisyona girdi ama dar açıda Kapatenos golü atamadı . Bu pozisyonda Cris arkasını kollamadı ama açıyı daraltıp golün olmasını önledi Muslera ile birlike . Bu pozisyonda çok gariptirki ofsayt olmayan pozisyonda Eboue bile bile rakibinden uzaklaştı ve sadece elini kaldırdı ofsayt diye . Cris pozisyon hatası yaptı derken , Eboue ' nin pozisyondan uzaklaşması içler acısıydı . Bu dakikadan sonra toparlanan Galatasaray , bu düzeyin oyuncusu olduğunu gösteren , gerekli soğukkanlılığa sahip Hamit ' ten çok güzel bir kesme orta geldi , tıpkı Kayseri maçında olduğu gibi ama bu sefer adres Burak ' tı ve Burak hayatının en güzel kafa golünü attı . İlk yarıyı kazasız bir şekilde atlattı Galatasaray .


Ama ikinci yarının başında maç yine savunmanın uyumasıyla başladı . Riera Belediye maçındaki gibi  ofsaytı bozmadı ama yine savunmanın diğer üyeleri geriden gelen adamı takip etmedi ve golü ağlarımızda gördük , bu dakikadan sonra yine saçma bir gol yiyeceğiz derken Burak ' ın ısrarcı yapısı ikinci golün habercisi oldu ve zor pozisyonda Hamit ' in müthiş pasında savunma oyuncuları ters ayakta yakalandı ve topa müdahele edemediler , arka direkte Burak takımının ve kendisinin ikinci golünü attı .
Bu gol Galatasaray ' ı rahatlattı Cluj ' u daha da stres altına aldı ve Galatasaray pozisyonları yakaladıkça rakibin enerjisi azaldı .

BURAK 3.CÜ GOLE YAKLAŞTI AMA bu pozisyonda biraz ağır davrandı , gelelim geçen haftalara herkes Burak ' ı  herkes çok aceleci davrandı diye eleştirmişti kaçırdığı pozisyonlar ama bu sefer Burak bekledi durdu düşündü ama düşününce kaleci pozisyonu iyi sezdi ve Burak ' ın güzel plasesini kurtardı zamanlamasıyla . Burak ilk yarıda bir gol attığında herkes hala Burak ' ı eleştiriyordu eminim! Bencil olmasa şöyle olmasa böyle oynamasa diye ama adam ikinci yarı bir tane daha attı , yine herkes eleştiriyordu üçüncü golü nasıl kaçırdı diye ama sonrasında Burak aceleci ya da yavaş davranmak yerine çok güzel bir ters çalımla hem defans oyuncusunu alt etti hem de kaleciyi . Şimdi ne oldu herkes sustu mu?  Ne oldu yani şimdi ? Forvetin illa hat - trick mi yapması gerekiyor tatmin edici olması için . Burak kariyerinin başından beri sürekli eleştiriliyor ama yılmıyor soyadının hakkını veriyor  BURAK YILMAZ  .    Çalışkan oyuncu her zaman kazanmaya yakındır . Burak eleştirildikçe daha çok çalışıyor ve geliştiriyor kendini , istek var adamın içinde tabiki Burak' a yardımcı olanlar da var ama önce kendisini isteyecek sonra Scott Her işin Pirri de yarım edecek . Diğer oyuncular da yardım alıyorlar , duruşlarından belli oluyor ama hala gitmeleri gereken yollar var .

ORTA SAHA TERCİHLERİ gerçekten yerindeydi Fatih Terim ' in , koşan Yekta , her tarafta etkili olmaya çalışan Emre , üreten ve arayan Hamit - Selçuk ikilisine çok iyi eşlik ettiler . Burada ilginç bir nokta var son yıllar hiç karşılaşmadığım bir durum . 4 büyüklerin orta sahası demek ki sadece Türk oyuncularından kurulu olduğunda da işleyebiliyormuş . Bunu Fatih Terim başardı bir şekilde kendine has çalışma yöntemleriyle .

 TÜRK OYUNCULAR NE KADAR BAŞARILI OLURSA , yabancı oyuncular da ona eşlik eder ve takımın bütünlüğü artar . İlk 11 ' e gelecekte girmesini beklediğimiz isimler var , şu anda bu isimleri durmadan bireysel geliştirme antremanları yapmalılar . Bunların başında Furkan ve Mertan geliyor bu iki ismi de takviye etmek istiyor Fatih Terim , ama zamanla , bu zaman içinde hem fizik hem de teknik olarak geliştirilmesi bekleniyor yakın zamanda ilk 11 ' de bu isimleri görürsek asıl başarı ondan sonra gelecektir . Cluj maçı sadece bir deplasman galibiyetidir . Önemli olan bundan sonrası ,  Cluj ' u yendik diye havalara girmemek lazım , çalışmayı bıraktığın anda rakibin cezayı keser .

Şimdi sıra da Mersin maçı var , iyi takım her maça iyi konsantre olur . Bakalım bu maç bizlere neler gösterecek .

Günün diğer Galatasaray  karşılaşmalarında Basket takımlarımızın Polonya' dan galibiyetlerle dönmesi sevincimize sevinç kattı .


Tuesday, November 6, 2012

Doğa Yanında Olsun!

YAĞMURLA oynanan maçta ilk puanını alan Galatasaray grubun 4.cü maçını SİS ile oynayacağı söyleniyor .

ŞL ' de kaçırdığı pozisyonlarla seyircisine saç baş yolduran Galatasaray bu sefer seyircisinden uzakta maç oynayacak . Bu dezavantaj gibi gözükse de güçlü hücumcuları bulunan bu kadro Rumen takımına göre avantajlı durumda bulunuyor . Galatasaray ' ın son yıllardaki Avrupa performansına bakalım , en son göze çarpan deplasman maçları A.Madrid beraberliği ,Panathinaikos galibiyeti ,  Hamburg beraberliği ,  Bordeaux beraberliği , Benfica galibiyeti . Bu maçların hepsinde Galatasaray müthiş bir hücum performansı göstermedi bekledi golü attı avantajlı skor yakaladı bazen zamana oynadı , bazen gol bulmaya çalıştı ama oyundan kopmadı hiç . Bu maçların hepsinde ilk golü kendi buldu . Bu sezon Manchester maçı da erken golle başlayacaktı belki de ama verilmeyen penaltı üstüne basit bir şekilde gol yenilmesi , Umut ' un sakatlanması her şeyi değiştirdi ve maç kaybedildi . Kaybedildi diyorum çünkü bahaneler sonucu etkilememeli , oynamaya devam edilip kazanılmalı .

Galatasaray ' ın rahat oynaması gerekiyor , kendisini sıkmasına stres yaratmasına gerek yok , artık stres altında olan rakip takım , giden teknik direktörlerinin açıklaması iki maçta 4 puandı bunlardan birini aldılar  ,yeni gelenin hedefi de doğal olarak 3 puan bu takım kendi sahasında savunma yapacak değil heralde . Taraftarları beklenti içine girdi , yeni gelen teknik direktörün üzerinde baskı var başarı baskısı bu . Yeni hocalarıyla birlikte daha hücuma yönelik bir top oynamaya başladılar ve bu da sonuçlara yansıdı liglerinde asıl soru işaretleri şimdi . Bu maç onların hedef maçı . Galatasaray bu düzey deplasman maçlarının provalarını geçen sene zaten yaptı hatırlayalım Galatasaray ' ın 4 büyüklerle yaptığı maçları Trabzon ile 3-0 ve 4-2 , Beşiktaş ile 0-0 ve 2-0 , Fenerbahçe ile 2-2 , 0-0 . Hiçbirinde mağlubiyet yok hatta hepsinde kaçan pozisyonlar olmasa galip gelinebilirdi . Bu maçlardaki oyununu sergilerse Galatasaray bu maçta sıkıntı yaşamaz . 

Galatasaray ' ın bu sezon bir kaç sıkıntısı vardı , vardı diyorum çünkü bunların bazılarını giderdi bile . Bunlardan en önemlisi Selçuk' un hücuma çıkamamasıydı . Melo hazretleri ilerde oynadığı için geride Selçuk oynuyordu ve pas dağıtımları yetersiz kalıyordu uzaktan şut çekilmiyordu sonuç olarak hücum tıkanıyordu . Şimdi ise Melo yok oynamayacağı kesin bu da bir avantaj , oynayacak mı oynamayacak mı tartışmaları yok ortada . Yekta formayı sırtına geçirdi , çift yönlü bir oyun sergiliyor Selçuk ' ta oyunu açıyor hatta gerektiğinde Yekta oyunu açıyor . 

Diğer bir sıkıntı sezon başından beri forvetlerin defansın içinde gömülü kalmasıydı . Bunu ŞL ' de gol pozisyonuna girememekle ödedi forvetler , Lig de ise Ordu yenilgisiyle . Bir başka takıma daha ödeme yapacaklardı ki son anda yırttılar ve her şey o anda değişti . Fatih Terim artık oyuncularına nasıl hücum etmeleri gerektiğini söyledi ve rakip ceza sahası içinden çıkmayan geri gelmeyen Burak' ı oyundan alarak yaptı bunu . Bu maç Gençlerbirliği maçıydı Elmander ve Umut ikilisi maçın ikinci yarısında geriden gelerek hücuma çıktılar ve demarke kaldılar bunun sonucunda arka arkaya gol buldular . Diğer maçlarda da Burak da bu oyuna eşlik etti ama Yağmurla oynanan maçta orta saha oyuncuları aksadı bu sefer çünkü Melo vardı o maçta ve yeterli destek verilmedi oyunculara Amrabat' ın yanına sokulan bir oyuncu bile olmamıştı maç boyunca hatırlarsanız . Diğer lig maçlarında ise 3' er gollü galibiyetler geldi . Şimdi yine geriden gelen oyunla Burak ve Umut gol ararsa ve de ofsayta yakalanmazlarsa maçta bir çok pozisyona girilebilir . Daha ileride oynayan savunma hatları Galatasaray ' ın istediği şey . Cluj da galip gelmek istiyor .  

Son sıkıntı ise defanstaydı bu biraz orta sahanın toparlanmasıyla düzelmiş durumda bireysel hatalarda azalıyor ama hala varlar . Bireysel hatalar oyuncuların elinde ama oyuncuları da tercih eden Fatih Terim , rakip baskılı oynadığında çok fazla pozisyon açığı veren yanlış müdaheleler yapan Dany yerine bu ligde tecrübesi olan pozisyon bilgisi yüksek Cris ve rakip forvetleri durdurabilecek olan Semih ile başlanması mantıklı gözüküyor .

Kolay bir maç olmayacak ama kendi sahasındaki maçlar kadar zor başlamayacak DOĞA SENİN YANINDA , GOLLER RAKİP AĞLARDA OLSUN GALATASARAY! 

   

Tuesday, October 23, 2012

Şans

Maç öncesi şüphesiz maçta oynanacak taktik düşünülüyordu ama maçın başlamasıyla birlikte taktik namına hiçbir şey kalmadı . Yağmur bu kadar şiddetli olabilir normal bir şey ama zeminin bu kadar kötü olması Cluj için biçilmiş kaftandı . Zemin sürekli böyle olacaksa ilerleyen maçlarda Galatasaray bu oyun yapısına hiç uygun olmayan işler yapıp puan kayıplarını sürdürecektir .

Maça hızlı başladı Cluj , Galatasaray daha sahaya ısınamamışken Eboue ' nin Gençlerbirliği maçındaki gibi müdahale yapma isteği olmadığı pozisyonda ( maçın ilk dakikalarında da benzer hatası vardı )  Dany ' den seken top ağlarımızla buluştu . Savunmanın bu derece aynı golleri yemesi gerçekten çok komik .

İlerleyen dakikalarda şutlar gelmeye başladı , zemine alışılmaya başlandı , kırmızı kartla rakipte 10 kişi kaldı sonra penaltı da oldu artık gole çok yakındı Galatasaray , aklımdan penaltıyı kim atar diye geçirmeye başladım Selçuk , Elmander , Hamit , Umut heralde Selçuk dedim ama olmaması gereken adam Melo dans etme amacından mıdır bilmem ama topun arkasında geçti ve bir penaltı nasıl atılmaz dersinin en temel kuralını tüm herkese uygulamalı olarak öğretti . Bu dakikadan sonra herkes bu takım gol atamaz şans yok demeye başlamıştır içinden benimde söylediğim gibi .


Kırmızı karttan sonra artık sahasına iyicene kapanan defansı indirilecek kafa toplarıyla aşmayı planlayan değişiklik geldi , erkendi ama forveti üçleyip fizik gücü yüksek oyuncularla devam etmek mantıklıydı ama kısa süre içerisinde gelen Elmander sakatlığı ve hiç de bu oyuna uygun olmayan Emre ' nin girişi takımın geri vites atmasına sebep oldu ve devre sona erdi .


İkinci devre ise artık sahasından hiç çıkamayan arada Dany ' nin hatalarını bekleyip gol bulmaya zorlanan bir Cluj vardı . Amrabat sahada adım atmadık yer bırakmadı sağ bek ve sol bekin açığını dahi kapattı her iki kanatta da müthiş işler yaptı ama bir adamda ben bu adamın bir adım önüne koşu yapayım boş orta açayım demedi Amrabat topu aldığında herkes onun çalımları üst üste atıp topu ayaklarına atmasını beklemesi acınası bir durumdur . Bu durumda Amrabat ' ın yapması gereken bol bol orta açmaktı ki ters kanada geçince ortaları daha etkili olmaya başladı ve bunların birinde beklenen gol geldi , gol geldikten sonra bir gole daha gereksinim vardı ama bir şekilde gelmedi bunun sebepleri başta saha zemini , kornerlerin paslaşarak kullanılması ki bu çok saçma bu saha şartında , duran top şansının bu derece kötü kullanılması Cluj ' a yaradı . Elmander ' in bu kadar istekli olmasına Amrabat da eşlik etti , Selçuk için ideal zemin değildi ve libero mevkinde oynadı bu da bizi olumsuz etkiledi , hücumda Melo kullanıldı yine   ama ne hava topu alabildi ne de seken toplarda şut vuramadı , Hamit ' i çıkarmak yerine Melo ' nun çıkması gerekiyordu bu çok büyük bir taktiksel hatadır . Hamit ' in sakatlığı yoksa ve bu zeminde aklıyla iyi şut çıkarabilecek etkili orta açabilecek isim yerine penaltı kaçıran aklı sadece gol atmakta olan görevlerini ihmal eden Melo tutuldu sahada gariptir ki bu oyuncu bu kadar destekleniyor . Burak girdikten sonra iyi işler yaptı son dakikalarda son derece uygun pozisyonda yan ağları topla buluşturmak yerine kale içindeki ağları topla buluşturmuş olsaydı gruptan çıkma şansı Galatasaray lehine gelişecekti ama olmadı .

Semih ' in maç içerisindeki soğuk kanlılığı , Amrabat ' ın bitmeyen enerjisi bu saha zeminine rağmen , Elmander ' in canını dişine takıp oynaması gerçekten çok güzel ama diğer takım üyelerinin formsuzluğu ve ruhsuzluğu , bu kadar pozisyon bu kadar kaçan puan , gerçekten yazık . Her maçtan sonra hakem hakkında konuşulurdu ama bugün hakemde konuşulmuyor bahane kalmadı ama ne gariptirki hala umut var gruptan çıkmak . Bu grup bize daha çok sürpriz gösterecek gibi .

Önümüzde lig maçları ve sonrasında Cluj maçı var , bu maçlarda takım beraberliğini arttırırsa Galatasaray ' ın deplasmanda Cluj ' u yenmesi benim için çok normal bi sonuç olacaktır . Ama bu galibiyet bile bir üst tur için yeterli olmayacaktır Euro Cup ' a gitme şansını arttıracaktır bu bir gerçektir artık kabullenilmesi gerekiyor matematiksel olarak şu anda şans var ama ŞL ' de maç kazanmak kolay değil gol yememek çok önemli ama Galatasaray bunu başaramaz , en iyi zamanında dahi gol yerdi Galatasaray , eskiden de aldığımız galibiyetleri hatırlayın çoğu karşılıklı gollerle alınmış galibiyetlerdir .  Umarım Elmander ' in önemli bir sakatlığı yoktur ve formu yükselirken oynamaya devam eder ve takımın başarısı , Türk takımlarının başarısı artar .

Monday, October 22, 2012

Son Şans İçin Çanlar Çalıyor

Braga maçında sabit duran orta saha ve ceza sahası içinde rakip savunmaya teslim olmuş ayağıma düşerse gol olur mantalitesindeki çift forvet anlayışı Gençlerbirliği maçının ilk yarısında da devam etti . Bunu çok iyi kendine lehine çeviren Gençlerbirliği hızlı oyunculardan kurulu ama pozisyon takibi zayıf oyuncuları alt ederek ilk yarıyı önde kapadı ikinci yarı ise Burak-Umut değişikliği takıma dinamizm kattı .  Elmander ofansif orta saha oyuncusu rütbesine geçti , takımı geriden organize gelmesini ve rakip savunmanın pozisyon almasını zorlaştırdı ve bunun sonucu üst üste 2 gol geldi . Geçen sezonki Galatasaray ' ı andıran oyun geliyor derken bu seneki basit gol yeme alışkanlığı yine bir şekilde aradan sıyrılıp yüzünü gösterdi , mağlubiyet için sırıttı ama sonuç olarak son dakikalarda beraberlik geldi ve 3 haftadır kazanamamasına rağmen liderliğine yetecek puan kazanıldı . Çok gariptir ligin 5. haftasından beri kazanamayan Galatasaray ligin 8. haftasında hala lider . Az puan kaybı yapan şampiyon olacaktır .


Ligde şampiyonluk için az puan kaybeden şampiyon olur ama ŞL ' de durumlar farklı gruptan çıkmak istiyorsan evinde yenilmeyeceksin kazanamasanda kalende gol görmeyeceksin ve o bir puanı alacaksın şu an için bunu da yapamayan bir Galatasaray var , bu maç son şans artık telafisi yok . Alınacak mağlubiyet beyaz bayrak anlamına geliyor ki bu Galatasaray ' a lig yarışında da zarar verecektir . Bu takım ŞL hayaliyle geçen sezon şampiyon oldu ve bu sene başında akıllarda bundaydı ama alınan sonuçlar hazır olunmadığını , hayal kurulduğunu gösterdi .  

Defansın ortasındaki büyük sıkıntı takımı sürekli zora sokuyor . Geçen seneki Semih- Ujfalusi ikilisini aratıyor ve aratmaya da devam edecek , Semih sürekli Dany ' nin açıklarını eksiklerini kapatır durumda Dany nerede hata yapacak diye düşünüyor ve bu onu feci şekilde yıpratıyor . Gençlebirliği maçında sefil bir haldeyken Bülent Korkmaz üstadının karakterini sergiledi işte Galatasaray ruhu bu çocukta var dedirtti . Bu karakteri ondan yaşça büyük kendini büyük futbolcu sanan ama bunu göremediğimiz oyunculara da bulaştırsa bu takım bu turu geçer ligde de rahat bir şekilde şampiyon olur . Bunun bilincinde olan Terim bu yıl takıma yeni gelen oyuncuları takıma alıştıramadı ve hala takım ruhu sağlanamadı , çoğu oyuncu kafasına göre hareket ediyor bireysel performanslara kalmış bir takım görüntüsüne bürünmek üzere , buna acil dur denmesi gerekiyor yoksa bu sezon hüsran sezonu olacak . 

Orta saha da sürekli defanstaki açıkların benzerini göstermekte . Selçuk bu sezon daha çok ön libero mevkinde Melo ' ya göre . Buna Melo mu karar veriyor yoksa Fatih Terim mi bilmiyorum ama Melo ' nun amacı orta sahada rakip toplayken rakibi oynatmaması top bizdeyken de topun gerisinde bulunup arada sürpriz çıkışlar yapması olası top kayıplarında topu kısa zamanda kazanıp , hücuma geri kazandırması olması gerekirken bu sezon ben gol atayım şov yapayım taraftara havasında kondisyonu düzeliyor giderek ama kafası geriye gitti , bir Terim ayarı gerekiyor bu işe . 


Galatasaray , karşısında korkacağı rakip olmadığını bu sezon bize gösterdi bütün takımlara karşı galibiyet için sahaya çıktı fazla korkusuz bir takım ve bu özgüven yüksekliğinden kaynaklanıyor ama günümüz futbolunda saniyelik hatalar gol ile sonuçlanmakta ve en zayıf görünen takımlar bile bu ana konsantre , var gücüyle saldırıyorlar o anda . Bu tür takımlar o ana konsantre ama bizim Türk takımları çok rahatlar , bu rahatlığa gerçekten şaşıyorum , konsantre olmayıp yenildikten sonra sen kimsin ki! 

Cluj ' un kaptanı bile takımın hedefini gösteriyor savaşırsak grubu 3.cü bitiririz . Hedefleri bile 3.cülük olan bir ikinci sıradaki takım karşısında puanı olmayan bir Galatasaray ama hedefi hala bir üst tur olan Galatasaray . Aradaki sınıf farkını sahaya yansıtılırsa bu takımı iki maçta da yenip bir anda kendimizi 2.sırada gruptan çıkmayı garantilemiş Manchester temsilcisi United ' la maç yaparken bulabiliriz .     

Sezonun en kritik maçı , dönüm noktası , umarım her şey yolunda gider , taraftarlara ve oyunculara bayram hediyesi güzel , temiz bir galibiyet olur .




Not: Hakem ne kadar kötü olursa olsun hakeme kafayı takmadan takır takır oynamamız gerekiyor . 


Monday, October 15, 2012

Hırsın Zaferi

Şanghay Masters Tenis Turnuvası'nda finalinde Dünya 1 numarası Roger Federer ' i uzun bir maçın ardından mağlup eden İskoç Andy Murray , Tomas Berdych ' i rahat yenen Sırp Novak Djokovic ile karşı karşıya geldi . 

Maça hızlı başlayan Novak bir servis kırarak maça 2-0 önde başladı . Murray ' in yüz ifadesi bu dakikalarda açık ara Djokovic galibiyetinin işaretçisiyken  Djokovic ' i korkutan oyunuyla bir anda sete geri döndü ve bir anda 3-2 öne geçti . Bu öne geçişte akılcı vuruşları ve Djokovic ' i hataya zorlayan oyununun etkisi büyüktü . Servis oyunlarında üstünlüğü ele alamayan tenisçiler bu setin sonunda Andy Murray 11. oyunda bir kez daha servis kırdı ve ardından kendi servisini de kazanarak ilk seti 7-5 ' le hanesine yazdırdı . Bu sette ilginç olaylardan biri yaşandı . Djokovic verdiği basit sayılarla ve dışarı attığı basit toplardan sonra raketini kırdı , hırsını bundan çıkardı ama seti kaybetmesine engel olamadı .  




İkinci setin başlarında 2 tenisçi de servis ritmini buldu ve servis oyunlarını kazandı. Andy Murray 8. oyunda rakibinin servisini kırarak avantaj elde etti . Maçın ilk dönüm noktası 10. oyunda yaşandı . Andy Murray ' in şampiyonluk için servis attığı oyunda Novak Djokovic zor bir ralli sonunda harika bir puan aldı ve maça geri döndü . Bir de şampiyonluk puanı çeviren Djokovic seti Tie Break'e götürdü . Aldığı harika puan sonra seyircinin onu yürekten alkışlaması onu gönüllerde şampiyon etmişti etmesine ama bu alkışlar yeterli değildi Novak için . Bundan sonra mental problemler yaşayan Murray şampiyonluk sayısını bir türlü bulamaması Novak ' ın geri dönmesini kolaylaştırdı . 

Üçüncü sete iki taraf da servis oyunlarını kazanarak giriş yaparken Andy Murray , karşılaşmadaki belirgin üstünlüğünü kaybetmiş gibiydi . Britanyalı raket sekizinci oyunda enerjisi hayli düşük görünürken , Novak Djokovic ’ e servisini kırdırttı ve Sırp raket 4-3 öne geçti . Bu kritik anda kırılan servis sonrasında Djokovic servis oyununa tutunmayı başarırken , dokuzuncu oyunda yine Britanyalı ’ nın servisini kırdı ve seti 6-3 kazanarak Şanghay Masters ’ ta şampiyonluğa ulaştı ve böylece son iki yılın şampiyonu rakibini tahtından indirmiş oldu .




Kariyerinde bütün masters turnuvalarında final oynayan Djokovic 7. farklı masters turnuvasında şampiyon olarak bu alanda bir rekor kırdı . Bu zaferle bir numara Roger Federer’e puan olarak iyice yaklaşan Djokovic , ay sonunda oynanacak Paris Masters ’ ta bir numarayı yeniden elde etme şansını da kazanmış oldu . Bakalım ay sonunda bu final maçından daha zevkli anlar yaşattırabilecek mi bize , Djokovic bu hırsını sürdürürse bir numaraya bir adım daha yaklaşacak .  

Friday, September 21, 2012

Düşler Yere Düştü Ama Devam


Galatasaray taraftarlarının haftalardır beklediği maçta , 93 ' teki mutlu sona benzer bir sonuç çıkması isteği o kadar çok işlenmişki , sahada ilk dakikadan son dakikaya kadar galibiyeti isteyen arzulayan ama bir o kadar da şanssız , bir o kadar da alan savunmasından adam paylaşımına geçerken kademe hataları oluşturan daha tam hazır olmayan bir takım vardı ama yüreklerini ortaya koymayı eksik etmedikleri için herkesin alkışını kazandılar ama bir puandan hanesinde yazmıyordu son düdük çaldığında .



Sir ' ün Manchester ' ı  Scholes , Roy Keane ve Ryan Giggs ' in yerlerini dolduran adam aramakta ama bulamamakta bu çaresizliğini geçen sezon geri çağırdığı Scholes ' un hala ilk 11 ' de başlıyor olması bu acizliği gün yüzüne vurmakta . Bu oyunlarına öyle bir yansımışki artık anlık hızlı hücumlarla arada rakibini vuran geri kalan dakikalarda pasif hücum yapıp alan daraltan bir yapıda kurt hoca bunun farkında ve takımının sadece kaybetmemesini istiyor bir şekilde toparlayacak takımı bunun bilinci ama mağlubiyet istemiyor geçen seneki hüsranı tekrar yaşamamak için . Galatasaray ise tam tersi bir takım yeni yapılanan alt yapıdan genç oyuncuları takıma yavaş yavaş ekleyip kendilerini geliştirme imkanı sunan , yaptığı transferlerle eksiklerini bütçesi ölçüsünde azaltan ama hala bir çok yol katetmesi gereken bir takım . Bu takımın ilk önce kazanmayı alışkanlık haline getirmesi gerekiyor ve büyük maçlarda bazen futbolun gereği olan maçı gol yemeden bitirme üzerine olan futbolu ( bu hücum yapmayacak demek değildir hücumu yaparken geri dönüşlerde takım savunmasının ve bireysel savunmadaki hataların bu denli basit düzeyde olmaması , elit takımların üzerine geldiğinde sahaya nasıl yayılması nasıl geriden gelen adamların gözlenmesi ve önlem alınması gibi ) öğrenmesi gerekiyor . 




Bu maç berabere bitebilirdi yada galip gelinebilirdi ama mağlup olundu . Manchester maçı şu anda Galatasaray ' ın hedef maçı değildi hedef maçlar Braga ve Cluj maçları bu takımların üst üste alınacak 3 galibiyet 2.turu Galatasaray ' a getirecektir . Galatasaray bu gruba düştüğünde gözüne bu takımları kestirdi şimdi bu maçlara full konsantre olup ilk önce Braga ' yı Cluj' a yenildi diye küçümsemeden çıkıp 90 dk durmadan futbol oynayıp kazanmak sonrasında Cluj ' u üst üste yenip son iki maçta rahat oynayıp futbol şöleni içinde rahat bir Manchester maçı izlemek dileğiyle  .

Sunday, September 16, 2012

Hazır Mıyız?


Gözler Antalya maçında akıllar Manchester ' daydı maç öncesi . Aslında kadroya bakınca da maçın Manchester maçı kadrosu düşünülerek kurulduğu kendini belli ediyordu . Bu belki izlemeye gelenleri yanılgıya düşürecek bir taktikti , belkide bir sonraki maç düşünülerek o maça konsantre olmalarını beklediği oyuncuların aklını fikrini o maça verecek konuşmanın çoktan yapılmış olması . 
Lige geçen hafta verilen milli arada yaptığı hazırlık maçlarıyla takımı iyi hazırlayan Fatih hoca Cris , Amrabat ve Melo ' ya maç ritmi kazandırttı ve bu hafta da ilk 11 ' de yer almalarını sağlattı . 


Geçen sezon Galatasaray ' ın sezon boyunca yenemediği tek takım olma özelliğini taşıyan Antalya ' yı bu sene bulduğu erken gol ve rahat oynadığı futbolla yenmesi sevindirici ama yine duran toptan verdiği tek pozisyonun direkten dönmüş olması Manchester maçı öncesi yine çalışılması gereken en önemli olarak nokta olarak göze çarpıyor .  Manchester ' ın ön direğe kestiği yan toplar ve sıfıra inip verilen paslarla gol buluyor olması Old Trafford ' da çok sıkıntı yaşatabilir . Manchester takımının en büyük sıkıntısı ise orta sahada istediği üstülüğü kuramadığı zamanlarda her an gol veya goller yiyebilecek potansiyelde olmasıdır . Hızlı ataklarda  defansının ortasındaki kademe hataları ve bireysel hataların yüksek olması Galatasaray için çok bir büyük avantaj olarak gözükse de defansın arkasına Melo gibi Emre gibi Hamit gibi ekstra adamlara pas atacak isim olan Selçuk ' un performansı maçın kaderini Galatasaray açısından belirleyecek isimdir . Bu maçla da Selçuk ' a Carrick ' le önlem alınacağını düşünüyorum . Umut ise artık yorulmaya başladı bu Manchester maçını da atlatıp bir an önce biraz dinlendirilmesi gerekiyor bu kadar yüksek maç temposuna alışkın olmayan bir oyuncunun yıpranması Galatasaray ' ın ve milli takımın zararına olacaktır . 

Manchester cephesinde sakatlıklar bulunsa da takımda oynayan oyuncular her an skoru değiştirebilecek kapasiteye sahipler . Her oyuncu tehlikeli her birine farklı önlem almaktansa araya kaçan , boş alana koşu yapan oyuncuları izlemek savunmanın anahtarı ama dünkü maçta Hakan Balta ' nın bu denli hatalar zincirinin içine girmesi ve karşısında oynayacak oyuncunun Nani olması ne kadar büyük bir handikap içerisinde olduğumuzu gösteriyor .

Galatasaray ' ın muhtemel Manchester 11 ' ini şu şekilde tahmin ediyorum : Muslera - Cris - Semih - Eboue - Hakan - Selçuk - Melo - Hamit ( Engin ) - Emre - Umut - Elmander ( Burak ) . Bu tür bir kadroyla orta saha üstünlüğünü eline almak isteyecektir Fatih Terim hem de çift forvet görüntüsüyle önde baskı kurmayı planlayacaktır eğer tek forvetli bir takımı sahada görürsek bu bizim açımızdan umutsuz bir maçın göstergesi olacaktır , rakip Manchester tamam ama gol yemeye çok elverişli ve defansında iki senedir çok fazla problem olması ve ŞL gibi bir platformda defansın topla daha çok topla oynadığını düşünürsek Premier Lige göre top sokma özelliği düşük olan defans ikisilisi çift baskıyla zor anlar yaşayabilir ve gol bulma açısından da orta sahada oynatmasını düşündüğüm her oyuncunun araya iyi pas atabiliyor  olması bizim için kilit noktadır hücumda .

Bu tür maçlarda rakip bir şekilde pozisyon bulacaktır ve gol bulması da çok normaldir önemli olan takımın kendi kimyasını bozmaması , aynı disiplinle 90 dk oynanması halinde ise puan veya puanların gelmesi beklenebilir . Puan alınmadan da dönülmesi durumunda morallerin çok bozulmaması gerekiyor , malum rakip dünyanın en büyük 5 takımından biri , bu maçtan çıkartılacak dersler takım için iyiye gidişe sinyal olabilir .

Her açıdan zorlu bir 90 dk olacak ama Galatasaray takımı ve taraftarı buna alışkın , Şampiyonlar Liginin efsanevi müziğinin başlamasıyla birlikte müthiş bir heyecan belirecek yüreklerde , Galatasarayımıza bu mücadelede başarılar diliyorum , puan yada puanlarla bu deplasmandan dönülmesi dileğiyle .

Son olarak Galatasaray maçı dışında eklemek değinmek istediğim nokta , bu haftanın belki de sezonun en komik görüntülerinden birine tanık olduk Kasımpaşa - Gaziantepspor maçında . Pintos ' un attığı golden sonra çıkardığı formasının sahaya atlayan bir taraftar tarafından bir süreliğine çalınması gerçekten spor tarihinde yer alabilecek ilginç bir olaydı .


Followers